Dolar
32.49
Euro
34.92
Altın
2,330.57
ETH/USDT
3,157.10
BTC/USDT
64,099.00
BIST 100
9,716.77
Gündem

'Çanakkale'de yapılamayanı FETÖ'yü kullanarak yapmaya çalıştılar'

Kalkınma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hasdemir, "Neye Niyet Neye Hizmet" isimli kitabında FETÖ'nün İslam dinini nasıl tahrif etmeye çalıştığını, gençlerin beynini nasıl yıkadığını anlattı.

Burcu Çalık  | 20.09.2017 - Güncelleme : 20.09.2017
'Çanakkale'de yapılamayanı FETÖ'yü kullanarak yapmaya çalıştılar'

Ankara

ANKARA - BURCU ÇALIK

Kalkınma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Fatih Hasdemir, kaleme aldığı "Neye Niyet Neye Hizmet" isimli kitabında, FETÖ'nün İslam dinini kendi emelleri için nasıl kullanmaya çalıştığını, gençlerin beynini nasıl yıkadığını anlattı.

Hasdemir, 17-25 Aralık süreci öncesinde örgütün "Türkçe Olimpiyatları" adı altında yürüttüğü faaliyetlerden duyduğu rahatsızlık üzerine, bu yapının gerçekten İslami bir cemaat olup olmadığını araştırmaya başladığını ve bu araştırmasını kitaba dönüştürmeye karar verdiğini söyledi. Kitabın yayınevine FETÖ'nün darbe girişiminden 6 ay önce teslim edildiğini aktaran Hasdemir, ancak baskı sürecinin 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında tamamlandığını bildirdi.

FETÖ'nün "dinler arası diyalog projesi"ne işaret eden Hasdemir, şöyle konuştu:

"Dinler arası diyalog projesi, Fetullah Gülen cemaatinin bir projesi olarak bilinir, bu doğru değildir. Vatikan'ın açık kaynaklarında dinler arası diyalog projesinin Vatikan'ın projesi olduğu ve bunun amacının da dünyayı Hristiyanlaştırmak olduğu çok açık bir şekilde yazılmıştır. Fetullah Gülen cemaati Vatikan'ın bu projesinin Türkiye ayağıdır. Gülen cemaati buna hizmet etmiştir. Nitekim bunu Pensilvanya'daki o şarlatan başta olmak üzere cemaatin ileri gelenleri zaman zaman ifade etmiştir ama bizler bunu görmemişizdir, fark etmemişizdir."

Papa'ya "Rabbin aciz kulu Gülen" imzalı mektup 

Hasdemir, FETÖ elebaşı Gülen'in 1998'de Papa'ya yazdığı mektuptaki ifadelere dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gülen'in 1998 yılında Papa'ya yazdığı mektuptan sadece bir paragraf okuyacağım. Bu mektup aynı zamanda cemaatin Zaman Gazetesi'nde de yayımlanmıştır. Niyetini o zamandan hem de yazılı olarak açığa vurmasına rağmen bizler buna gereken tepkiyi verememişiz. 'Rabbin aciz kulu Fetullah Gülen' imzasıyla yazılan mektupta 'Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan dinler arası diyalog için Papalık Konseyi misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz.' demiştir. Yani Fetullah Gülen bu projenin Vatikan tarafından başlatıldığını ve kendilerinin de bunun bir parçası olduğunu burada söylemektedir.

Devamında da 'Bu misyonun tahakkuk edişini yani gerçekleştiğini görmeyi arzu ediyoruz' ifadelerini kullanmıştır. Neyi görmeyi arzu ediyor? 'Dünyanın Hristiyanlaştığını görmeyi arzu ediyoruz' diyor."

- "Tabanın kahir ekseriyetinin bu olaylardan haberi yok"

Yıllar içerisinde değişen durumlara göre farklı davranışlar sergileyen FETÖ elebaşının "Biz bütün dinleri birleştirmek istiyoruz. Allah'a inanmak yeterlidir. Geri kalan teferruattır." şeklindeki ifadelerini hatırlatan Hasdemir, bu görüşün İslam dininin dışına çıkmak anlamına geldiğine dikkati çekti.

Hasdemir, tabanın önemli bir bölümünün 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında örgütün gerçek yüzünü görmeye başladığını, üst kısımda yer alanların ise her şeyi bilerek ve isteyerek yaptığını dile getirdi.

Türkiye'deki ilgili kurumların insanları aydınlatmak, İslam dini konusunda doğru bilgileri vermek konusunda kusurlu olduğunu ifade eden Hasdemir, "Bunu itiraf etmeliyiz. Bunlar ne zaman ki İslam dinine uymayacak şeyler söyledilerse ilgili kurumların temsilcilerinin çıkıp doğrusu nedir onu ortaya koymaları, halkımızı zamanında uyarmaları gerekirdi." dedi.

Para ile kürsü

FETÖ'nün dünyada özellikle Katoliklerin olduğu yerlerdeki üniversitelerde para karşılığı "Fetullah Gülen" kürsüleri açtığını aktaran Hasdemir, Belçika'daki Leuven Katolik Üniversitesindeki "Gülen Kürsüsü"nün, "Hizmet Hareketi ve Fetullah Gülen" başlığı altında yayımlanan tanıtım yazısında, "Hizmet hareketi hiçbir zaman İslami bir hareket olmamıştır." ifadelerinin yer aldığını söyledi.

Hasdemir, bu sözlere karşın örgütün, Türkiye'de kendini tamamen İslami bir oluşum gibi gösterdiğine dikkati çekti.

"Onlara göre bu evler, camilerden de kutsaldır"

Fatih Hasdemir, FETÖ'nün gençlerin beynini yıkamak için kullandığı "ışık evleri"ne yönelik de şu değerlendirmelerde bulundu:

"Işık evleri diye kurdukları evler, kendilerince 'kutsal' görülen yerlerdir. Onlara göre bu evler, camilerden de kutsaldır. Hatta ışık evlerine giderseniz camiye gitmeye de gerek yoktur. O şekilde kutsallık atfetmişlerdir. Işık evleri yıllarca çocukların anne babalarından koparılıp beyinlerinin yıkandığı merkezler olarak faaliyet göstermiştir. Bizim milletimizi bizden, bizim çocuklarımızı bizden, en sonunda da bizim devletimizi bizden çalmaya kalkıştılar."

Buradan herkesin çıkarması gereken dersler olduğunu dile getiren Hasdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Demek ki şeffaflığa çok önem vermemiz lazım. Çocuklarımızı nerelere gönderdiğimize ve kimlere emanet ettiğimize çok dikkat etmemiz lazım. Şeffaflığın olmadığı her oluşum istismara açıktır. Devletin de bu tür yapılanmaları yakından izlemesi ve halkı zamanında ve doğru bir şekilde ilgili kurumlar eliyle bilgilendirmesi lazımdır. Aynı şey dini istismar eden diğer cemaatler, yapılanmalar için de geçerli. Kim nerede gizli iş yapıyorsa, bilin ki orada iyi olmayan şeyler vardır."

"Söyledikleri yalanlara kendileri de inanıyor"

Hasdemir, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından bile FETÖ mensuplarının mahkemelerde hiçbir şey yaşanmamış gibi davrandığına işaret etti. "Bunlara ben 'Müslüman gibi görünüp Müslümanları sevmeyen, gerizekalılaştırılmış ileri zekalı insanlar' diyorum." diyen Hasdemir, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

"Çünkü beyinleri alınmış. Vaktiyle çok zeki çocuklardı, beyinlerine başka şeyler koydular. Düğmelerine basılınca istediklerini yapar hale getirdiler. Onun için de şimdi birtakım yalanlar söylüyorlar, bunu da bilerek yapıyorlar. Söyledikleri yalanlara kendileri de inanıyorlar. Karşısındaki insanların da bu yalanlara zamanla inanacaklarını bekliyorlar. Kendi amaçlarına ulaşabilmek için İslam'ı tahrif etmeye çalıştılar. Burada her Müslüman'ın 'Hele bir durun bakalım' demesi gerekirdi. Bizim kabahatimiz, bunu yapmamaktı. Bunların ne yaptığını birer Müslüman olarak sorgulamadık. Benim de bu kitabımda yaptığım aslında budur fakat ben ve benim gibiler bu kitapları yazmadan önce ilgili kuruluşların çoktan harekete geçip bunlarla ilgili gerekeni yapmaları beklenirdi."

"Her türlü plan yapılmıştı"

FETÖ ile mücadelede esas güçlü tutulması gereken ayağın, İslam dinini nasıl tahrif etmeye çalıştıklarının anlatılması olduğunu belirten Hasdemir, böylelikle vatandaşların FETÖ'nün gerçek yüzünü göreceğini ifade etti.

"Çanakkale'de yapılamayanın FETÖ kullanılarak 15 Temmuz ve sonrasında yapılması için her türlü plan yapılmıştı, hesap büyüktü." diyen Hasdemir, milletin bu oyunu gördüğünü ve Allah'ın yardımıyla dillere destan bir şekilde örgütün hesaplarını bozduğunu kaydetti. 

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.